Dekanımızın Röportajı: Sezaryenle Doğum Oranı
29.05.2019

06-07 Mayıs'ta Medicana International Ankara Hastanesi iş birliğiyle gerçekleştirdiğimiz ‘Değişen Dünyada Doğumda Yenilikçi Yaklaşımlar Sempozyumu’nda dekanımız Prof. Dr. Füsun Terzioğlu'na ve Medicana International Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Sevtap Hamdemir Kılıç'a bazı sorular yöneltildi. İşte o röportajdan bazı detaylar:

Prof. Dr. Füsun Terzioğlu, Türkiye’deki doğumların yüzde 51.7’sinin sezaryenle gerçekleştirildiğini belirterek Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre bu oranın yüzde 10-15’i geçmemesi gerektiği uyarısında bulundu.

Sempozyumda, gebelik, doğum ve doğum sonu dönemde yaşanan değişimler, vaka örneklerinin multidisipliner analizi, yenilikçi eğitim ve uygulamalar, etik ve cinsel sorunlar, ailelerin değerlendirilmesi, huzurlu anneliğin oluşturulması, medya uygulamaları, normal doğumun özendirilmesi gibi pek çok konu ele alındı. Etkinlikte, Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) belirlediği ve Sağlık Bakanlığı’nın benimsediği hedefler doğrultusunda, gebelik, doğum ve doğum sonu dönemde kadın ile en fazla birlikte olan sağlık profesyoneli olan ebe ve kadın sağlığı hemşirelerinden daha etkin şekilde yararlanılması gerektiğine dikkat çekildi.

"NORMAL DOĞUM ÖZENDİRİLMELİ"

Atılım Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Füsun Terzioğlu, Türkiye’deki doğumların yüzde 51,7 sezaryen ile gerçekleştirildiğini, DSÖ’nün sezaryen oranlarını yüzde 10-15’i geçmemesi gerektiğini belirtiğini ifade etti. Bu nedenle Türkiye’de normal doğumun özendirilmesi ve anne ve bebek konforunun artırılmasına yönelik önlemlerin alınmasının ve ebe ve hemşirelerin daha etkin hale getirilmesinin önemini vurgulayan Prof. Dr. Terzioğlu, hem anne-bebek hem de aile ve toplum sağlığı açısından normal doğumun tercih gerektiğini ifade etti.

“2020 HEMŞİRELER VE EBELER YILI İLAN EDİLDİ”

Sağlık alanında iyi yetişmiş insan gücüne ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Terzioğlu, özellikle kadın sağlığının güçlendirilmesi için sağlık personeli yetiştirirken yenilikçi uygulamalara odaklandıklarını, bu kapsamda, simülasyon, hibrid simülasyon, artırılmış gerçeklik gibi yeni neslin ilgi gösterdiği öğretim teknikleri ile bu meslek gruplarını ve öğrencileri eğittiğini belirterek bu eğitim şeklinin hata payını en aza düşürerek hem hasta hem de çalışan güvenliğini sağladığını belirtti. Prof. Dr. Terzioğlu, şöyle dedi: “Eskiden daha standart tarzda doğumlar yaptırılırken, günümüzde anne ve bebeğin konforunu artırmaya yönelik girişimler arttı. Müzik, masaj, TENS, yoga gibi annenin gevşemesini ve rahatını sağlayacak, müzik eşliğinde suda doğumların kullanıldığı yeni yaklaşımlar söz konusu. Sağlık personelinin bu şekilde yetiştirilmesi hizmetin niteliğinin ve kalitesinin artması açısında önemli. DSÖ’de 2020 yılını ‘Hemşireler ve Ebeler Yılı’ olarak ilan etmesi bu mesleklerin ne kadar önemli olduğunu dünya genelinde deklere etti. Hemşireler ve ebeler insana dokunan, onu bütüncül olarak ele alan ve insanın her yönüyle ilgilenen bir sağlık disiplinidir. Bu nedenle, gebelik, doğum ve doğum sonu sürecin kadının hayatı boyunca nadir yaşayacağı eşsiz olaylardan birisi olarak değerlendirerek; kadının ve bebeğinin birlikte çıktığı doğum yolculuğundan keyif alması, doğum anında gerçekleşen o muazzam varoluşa tanıklık etmesi, süreci sevgi ile beklemesi ve bu yolculuğu olağanüstü anılarla tamamlaması en temel sağlıklı doğum hakkı olduğunu vurgulamıştır. Ulusal sağlık politikalarımızın, doğum sürecinde hemşireler ve ebelerin daha aktif rol alarak normal doğumu ve yenilikçi uygulamaları desteklemesinin hem kadın hem de sağlık profesyonelleri açısından memnuniyet verici.”

“DOĞUM KADININ BİLGELİĞİDİR”

Medicana International Ankara Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Sevtap Hamdemir Kılıç ise, amaçlarının normal doğumu halka öğretmek olduğunu söyledi. Prof. Dr. Kılıç, “ ‘Sezaryen oranlarından normal doğuma geçişi nasıl daha hızlandırırız ve daha güzel doğum hatıraları yaratırız’ onu amaçlıyoruz. Bunu yaparken bir ekip yaklaşımı içerisinde olmanın yani doğumun tek başına bir olay değil, doğuma kadar geçen sürenin psikolog, sosyal hizmet uzmanı, diyetisyen, ebe ve aile desteğiyle bir bütün olduğunu vurgulamayı amaçlıyoruz. Doğum kadının bilgeliğidir. Bu bilgeliği yaşarken en güzelini yaşamak, onun en doğal hakkıdır” ifadelerini kullandı.

Haber detayına ulaşmak için tıklayınız.