Suriye’de Yeni Dönem: Şara Yönetiminin Rejim İnşası ve Uluslararası Tanınırlık Arayışı

Ahmed El Şara, Esad rejiminin yıkılma sürecinin önde gelen figürü olarak, 2025 başında Suriye Geçiş Dönemi Cumhurbaşkanı olarak seçilmiştir. Şara’nın liderliği geçmişindeki cihatçı bağlantılarından ötürü endişe ile karşılansa da uzlaşmaya dayalı dili sayesinde farklı toplumsal ve mezhepsel gruplardan belirli bir destek almıştır. Yeni Suriye yönetimi, ülkede kısmi bir istikrar yaratırken, dış dünyadan meşruiyet sağlama çabasına girmiştir. Ahmed El Şara’nın yönettiği Suriye, uzun yıllar süren iç savaş, diplomatik dışlanma ve ekonomik felaketin ardından uluslararası alandaki yerini yeniden kazanmak için somut adımlar atmaktadır. Şara’nın geçici başkanlığı hem iç dinamiklerde hem de uluslararası planda karmaşık ve çok yönlü tepkilere yol açmaktadır. Bu tepkiler, onun geçmişi, dış politikası ve iç yönetim şekli etrafında şekillenmekte, Şara’nın uzlaşmacı tutumunda ne kadar samimi olduğu sorgulanmaktadır.

Ahmed El Şara’nın geçmişte radikal gruplarla olan ilişkisi ve HTŞ liderliği, Batı’da başlangıçta kaygıya yol açmıştır.  Ancak, Şara’nın verdiği ılımlı mesajlar ve radikal geçmişinden uzaklaşmış bir lider profili çizmesi bu endişelerin zayıflamasını sağlamış ve Batılı liderlerle görüşmelerin önünü açmıştır. 2025 Mayıs ayında Suudi Arabistan’da ABD Başkanı Donald Trump ile yaptığı toplantının ardından, ABD’nin Suriye’ye yönelik yaptırımları kaldırma ve diplomatik bağları yeniden tesis etme kararı, önemli bir dönüm noktası olmuştur.  Trump, Şara’yı “genç, karizmatik ve güçlü geçmişe sahip” olarak nitelendirerek desteklemiştir. Şara, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile de görüşmeler gerçekleştirilmiş ve Avrupa Birliği (AB) ile ilişkilerin normalleştirilmesi yönünde adımlar atılmıştır. AB yetkilileri, Suriye’nin yeniden yapılandırılması ve istikrarına katkıda bulunmaya hazır olduklarını açıklarken, bunu Şara yönetiminin kapsayıcı ve demokratik reformlar gerçekleştirmesi koşuluna bağlamaktadır.

Şara yönetiminin, sadece Batı ile değil, aynı zamanda Orta Doğu ülkeleriyle de ilişkileri yeniden şekillendirme çabası içerisinde olduğu gözlemlenmektedir. Şara’nın İsrail ile ilişkileri normalleştirme ve Abraham Anlaşmalarına katılma konusundaki açıklamaları, bölgedeki dengeleri etkileyebilecek bir nitelik taşımaktadır.  Başta Suudi Arabistan olmak üzere Körfez ülkeleri ve Türkiye, Şara’nın liderliğine destek vermektedir.   Türkiye, Suriye’nin toprak bütünlüğü ve sınır güvenliği konularında Şara yönetimiyle iş birliğini artırmıştır. Ancak İran destekli milis gruplar ve bazı Şii topluluklar, Şara’nın Suriye’yi İran ekseninden çıkararak Batı ile uyumlu bir dış politika izleme stratejisinden ötürü yeni yönetime karşı temkinli bir yaklaşım sergilemektedir.

Ahmed El Şara’nın liderliği, Suriye’nin uzun süreli iç karışıklık sonrasında yeniden yapılandırma aşamasında kritik bir öneme sahiptir.  Özellikle uluslararası haberlerdeki görüntüler ve liderin Batı’daki temsili aracılığıyla daha yumuşak bir görüntü oluşturulması amaçlanmaktadır. Lider, normatif söylemler ve kimlik oluşturma yoluyla ülkesinin tekrar uluslararası topluma dahil edilmesini hedeflemektedir. Şara’nın radikal örgüt üyeliklerinde kullandığı ‘Colani’ lakabından vazgeçmesi, sakalını kısaltması, askeri üniformasını çıkartıp takım elbise giyerek kravat takması, yeni bir kimlik oluşturma çabasının bir yansıması olarak okunabilir. Aynı zamanda, pragmatik bir perspektiften bakıldığında, bu açılım ülkenin varlığını sürdürmesi ve dış yardımlar için gerekli bir strateji olarak değerlendirilebilir. Şara’nın neoliberal bir ekonomik bakış açısına sahip olduğu ve yabancı yatırımcıları ülkeye çekmek için yoğun çaba gösterdiği ifade edilmektedir. Bu çerçevede, ekonomik yenilikler ve yatırım yapmayı teşvik eden yaklaşımlar öne çıkmıştır. Bu hem diplomatik tanınma hem de yeniden inşa fonlarına erişim sağlamak için bir siyasi strateji olarak yorumlanabilir.

Uluslararası alanda pragmatik adımlar atarak destek toplamaya çalışırken, iç politikada kapsayıcı anayasa, azınlık hakları, kadın temsilinde iyileşme gibi taahhütler dile getirilmektedir. Bu alanlarda henüz somut adımlar atılmamıştır. Şara’nın başarısı, uluslararası toplumla olan ilişkileri kadar, içerde farklı etnik ve mezhepsel gruplarla kuracağı diyalog ve güvene de bağlı olacaktır. Ancak, Kürtlerin bağımsızlık talepleri ve Nusayri bölgelerindeki güvensizlik gibi etmenler, bu dengenin kurulmasını zorlaştırmaktadır. Bu süreçte, şeffaflık, kapsayıcılık ve adalet ilkelerine dayalı hareket etmesi, Suriye’nin istikrarı ve yeniden inşası açısından belirleyici bir rol oynayacaktır. Rejim transformasyon girişiminin iç siyasetteki reformlarla desteklenmesi halinde Suriye’de Batı ile uyumlu siyasi bir düzen inşa edilebilir ancak başarısız olunması durumunda otoriter pratiklere geri dönüş ve uluslararası izolasyon tekrar gündeme gelebilir.  

Oku

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Doç. Dr. Duygu DERSAN ORHAN

Lisans: Bilkent Üniversitesi Yüksek Lisans, Doktora: Orta Doğu Teknik Üniversitesi

Araştırma Konuları : Orta Doğu Politikaları, Uluslararası Politika, Uluslararası İlişkiler Teorileri, Milliyetçilik.

Latest videos