Kahve Tüketiminin Yararları
29.07.2020

Kahve tiryakileri, kafein tüketimine bağlı kanser riski artışı konusunda endişelenmeli mi?

Birçok prospektif kohort çalışmasının sonuçları; kahve ve kafein tüketiminin, artan kanser sıklığı veya kanserden artan ölüm oranı ile ilişkili olmadığına dair güçlü kanıtlar sunmaktadır. Kahve tüketimi, melanom, melanom dışı cilt kanseri, meme kanseri ve prostat kanseri riskinde hafif düşmeye neden olmaktadır. Kahve tüketimi ile endometriyal (rahim içi) kanser ve hepatosellüler (karaciğer) karsinom riski arasında çok daha güçlü ters ilişkiler (kahve tüketimi kanser riskini önemli oranda azaltmaktadır) gözlenmiştir. Endometriyal kanser için riskteki düşüş, kafeinli veya kafeinsiz kahve de benzerken, hepatosellüler karsinom riskindeki düşüş kafeinli kahve tüketiminde çok daha güçlü görünmektedir.

 

Kahve tüketimi kişinin safra taşı veya böbrek taşı riskini etkiler mi?

Kahve tüketimi, safra taşı ve safra kesesi kanseri riskinde azalma ile ilişkilendirilmiştir, bu ilişkide kafeinli kahvenin etkisi kafeinsiz kahveden daha güçlü bulunmuştur, bu da kafeinin koruyucu bir rol oynayabileceğini düşündürmektedir. Hem kafeinli hem de kafeinsiz kahve tüketiminin, böbrek taşı riskini azalttığı ABD’de yapılan çalışmalarda gösterilmiştir.

 

Kahve tüketimi ile hipertansiyon (yüksek tansiyon) veya kardiyovasküler (kalp-damar hastalıkları) hastalık riskinde artış söz konusu mudur?

Meta analizler, kafeinin doğrudan alımının (yani kahve veya diğer içecekler şeklinde değil saf kafein) sistolik ve diyastolik (büyük ve küçük) kan basıncında mütevazı bir artışa neden olduğunu göstermektedir. Bununla birlikte, muhtemelen klorojenik asit gibi diğer kahve bileşenleri kafeinin kan basıncını arttırıcı etkisini dengelemekte ve kafeinli kahve kullanımında hipertansiyonu olan kişiler arasında bile kan basıncı üzerinde önemli bir artış saptanmamaktadır. Benzer şekilde, prospektif kohort çalışmalarında, kahve tüketimi ile artmış hipertansiyon riski arasında ilişki bulunamamıştır. Filtre edilmemiş kahvede, kolesterol yükseltici özelliği olan kafestol bileşiğinin konsantrasyonu yüksek çıkmıştır. Bu nedenle, filtrelenmemiş kahve tüketiminin sınırlandırılması ve orta miktarlarda espresso bazlı kahve tüketimi, serum kolesterol seviyelerinin kontrolünde yardımcı olabilmektedir. Kahve ve kafein tüketiminin koroner arter hastalığı ve inme riskleri açısından etkileri birçok prospektif çalışmada, incelenmiştir. Bulgular, günde 6 standart bardağa kadar filtrelenmiş, kafeinli kahve tüketiminin, kahve içmeyenlere kıyasla, genel popülasyonda veya hipertansiyon, diyabet veya kardiyovasküler hastalıklar öyküsü olan kişiler arasında kalbe ait olumsuz sonuçlar doğurma riskini artırmadığını göstermektedir. İnsanlarda yapılan deneysel çalışmalar ve kohort çalışmaları, kafein alımı ile atriyal fibrilasyon (kalp ritim bozukluğu) arasında bir ilişki göstermemektedir.

 

Kahve ve kafein tüketiminin, nörolojik (sinir sistemi üzerindeki) etkileri hakkında bilinenler nelerdir?

Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa ve Asya'daki prospektif kohort çalışmaları, kafein alımı ile Parkinson hastalığı riski arasında güçlü bir ters ilişki (kahve tüketimi hastalık riskini önemli ölçüde azaltmaktadır) olduğunu göstermiştir. Kahve ve kafein tüketimi, Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa'daki birçok kohortta depresyon ve intihar riskinin azalmasıyla ilişkilendirilmiştir, ancak bu bulgular çok yüksek kahve tüketimi olan kişilerde (günde ≥8 bardak) gösterilememektedir. Kahve tüketimi ile bunama veya Alzheimer hastalığı riski arasında da tutarlı bir ilişki saptanmamıştır.

Prof. Dr. Uğur GÖNÜLLÜ